top of page

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ - 2

İLK TÜRK TOPLULUKLARI VE DEVLETLERİ

1. İSKİTLER (SAKALAR)

• Tarihte bilinen ilk Türk topluluğudur ve Orta Asya'da atı evcilleştiren ilk kavim olarak tanınırlar. Bu, onların tarihsel anlamda büyük bir yenilik getirdiklerini gösterir.

• İskitler, devlet kurduklarına dair kesin bir kanıt bulunmamakla birlikte, teşkilatlı bir yapı oluşturmamışlardır. Bu nedenle devlet olarak geçmezler. Ancak toplumlarının kültürel mirası, edebiyatları ve sanatsal başarıları büyük bir öneme sahiptir.

• İskitlerin en önemli hükümdarlarından biri, Alp Er Tunga’dır. Alp Er Tunga, hem Türk mitolojisinin hem de edebiyatının önemli figürlerinden biri olup destanı, Türk halkının kahramanlık anlayışını yansıtır.

• Tomris Hatun, İskitlerin bilinen ilk kadın hükümdarıdır ve Amazonlar olarak bilinen kadın savaşçılarla birlikte savaşlarda önemli bir rol oynamıştır.

• "Balbal" adı verilen mezar taşları, İskitler tarafından yapılan ilk örneklerden biridir. Bu taşlar, onların inanç sistemlerini ve ölülerini onurlandırma biçimlerini yansıtır.

• İskitler, "Bozkırın Kuyumcuları" unvanını kazanmışlardır. Özellikle altın işçiliği ve zanaatlarıyla ünlüdürler. Bu alandaki ustalıkları, dönemin kültürüne büyük katkı sağlamıştır.

• İskitlerin sözlü edebiyatında, "Alp Er Tunga Destanı" ve "Şu" önemli yer tutar. Bu destanlar, halkın tarihsel mücadelesini ve kahramanlık anlayışını nesilden nesile aktarmıştır.

• İskitler’in en önemli savaşları, Perslerle (İranlılarla) yapmış oldukları çatışmalardır. Bu savaşlar, Alp Er Tunga destanı ve Firdevsi'nin ünlü "Şehname" eserine ilham vermiştir.

• Firdevsi'nin "Şehname" adlı eserinde, Alp Er Tunga'dan "Efrasiyab" olarak bahsedilmiştir. Efrasiyab, İskitler’in Persler karşısındaki direncinin simgesel bir figürü olmuştur.

2. ASYA HUN DEVLETİ (BÜYÜK HUN DEVLETİ – M.Ö. 4. yy – M.S. 216)

• Asya Hun Devleti, Teoman tarafından M.Ö. 4. yüzyılda, Orta Asya'nın Ötüken bölgesinde kurulmuştur. Hun adı, ilk kez Kuzey Şansi Antlaşması'nda geçer. Bu, Hunların Çin ile olan ilişkilerinin erken dönemde başladığını ve bölgede etkili bir güç olduklarını gösterir.

• Asya Hun Devleti, tarih boyunca bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti olarak kabul edilir. Türk devlet teşkilatının temellerini atmış, bu da sonraki Türk devletlerinin yönetim anlayışına büyük katkı sağlamıştır. "Kut," "Veraset," ve "Kurultay" gibi kavramlar bu dönemde ortaya çıkmıştır. Bu devlet yapıları, Türk milletinin hükümet anlayışını ve hükümdarlarının meşruiyetini belirleyen önemli unsurlar haline gelmiştir.

• Hunlar, Türk boylarını bir bayrak altında toplamış ve bölgedeki diğer kavimlerle birleşme yoluna gitmişlerdir. Bu süreç, siyasi birliğin sağlanması için kritik bir adımdı. Ancak bu birlik, Mete Han döneminde tam anlamıyla sağlanmış ve Asya Hun Devleti en güçlü dönemini yaşamıştır. Mete Han, aynı zamanda Türk milletinin ilk büyük hükümdarlarından biridir ve devletin yönetimini merkeziyetçi bir yapıya kavuşturmuştur.

• Çinliler, Asya Hunları'nın sürekli olarak Batı'ya doğru genişlemeleri ve Çin topraklarını tehdit etmeleri nedeniyle, ünlü Çin Seddi'ni inşa etmeye karar vermiştir. Bu duvar, hem bir savunma hattı hem de Hunların baskısını azaltmak için bir stratejik hamle olmuştur. Bu tarihsel yapı, iki medeniyet arasındaki gerilimi ve çatışmaları simgeler.

• Mete Han, Asya Hun Devleti'nin en parlak dönemini yaşamış hükümdar olarak tanınır. Büyük zaferleri ve askeri stratejileriyle Asya'nın en güçlü imparatorluklarından birini kurmuş ve bu zaferler sayesinde hem devletini hem de Türk milletini dünya sahnesinde güçlü bir şekilde tanıtmıştır. Mete Han’ın en önemli başarılarından biri de Hunlar’ın askeri disiplini ve organizasyonunu geliştirmesi, aynı zamanda etkili bir yönetim anlayışı benimsemesidir.

• Asya Hun Devleti, sadece askeri başarılarıyla değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik alandaki katkılarıyla da önemli bir devlet olmuştur. Hunlar, savaşçı toplumlar olmalarının yanı sıra, ticaret ve zanaat alanlarında da gelişmişlerdir. Bu dönemde, özellikle atlı göçebe yaşam tarzının etkisiyle, Türkler'in at binme ve okçuluk yetenekleri büyük bir ün kazanmıştır.

• Ayrıca, Asya Hun Devleti'nin kurduğu bu güçlü yapı, Türklerin Orta Asya’daki tarihsel rolünü pekiştirmiş ve sonrasındaki birçok Türk devleti için bir örnek teşkil etmiştir. Göktürkler, Uygurlar ve diğer Türk toplulukları, Asya Hun Devleti'nden aldıkları mirasla kendi devletlerini kurmuş ve Asya'da geniş bir coğrafyada hüküm sürmüşlerdir.

KAVİMLER GÖÇÜ (MS.375) ve Sonuçları

• Balamir önderliğindeki Kuzey Hunları, Çin'in baskılarından kurtulmak amacıyla batıya doğru göç etmişlerdir. Bu süreçte karşılarına çıkan barbar kavimleri de Avrupa'ya yönlendirmişlerdir. Bu olaya "Kavimler Göçü" denir. Hunlar, göç ettikleri yerler arasında en uygun buldukları yer olan Macaristan Ovası'na yerleşmişler ve burada Avrupa'da kurdukları ilk Türk devleti olan Avrupa Hun Devleti'ni kurmuşlardır. Kavimler Göçü, eski çağın sonlanıp yeni bir çağın başlamasına neden olmuş ve bu yönüyle tarihi bir dönüm noktası olmuştur.

Kavimler Göçü'nün Sonuçları:

  • İlk Çağ kapanmış, Orta Çağ başlamıştır. Kavimler Göçü, Batı Avrupa'da bir çağın kapanmasına ve yeni bir dönemin, Orta Çağ'ın başlamasına yol açmıştır.

  • Avrupa'da Karanlık Çağ adı verilen döneme girilmiştir. Roma İmparatorluğu'nun zayıflaması ve bölünmesi, Batı Roma'da siyasi çöküşe neden olmuş, Avrupa'da bilimsel ve kültürel gelişmeler duraklamıştır.

  • Roma İmparatorluğu'nun bölünmesiyle Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşü (476) yaşanmış, bu durum Hristiyan dünyasında da önemli bir ayrılığa yol açmıştır. Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşü sonucunda Batı'da Katolik Hristiyanlık, Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) ise Ortodoks Hristiyanlık olarak ikiye ayrılmıştır.

  • Avrupa’daki kavimlerin kaynaşması, yeni bir etnik yapı oluşmasına yol açmış ve günümüz Avrupa’sının temelleri atılmaya başlanmıştır. Farklı kültürlerin birleşimi, Avrupa'nın demografik yapısının çeşitlenmesine neden olmuştur.

  • Avrupa'daki merkezi krallıkların zayıflaması, merkezi hükümetlerin güç kaybetmesi ve derebeylik (feodalizm) sisteminin yükselmesiyle sonuçlanmıştır. Bu sistem, Avrupa'da toprak sahipleri arasında daha fazla yerel yönetim gücünün el değiştirmesine yol açmıştır.

  • Feodalite (Derebeylik) sistemi ortaya çıkmış, feodal ilişkiler ve yerel yönetimlerin güçlenmesi, Avrupa'nın siyasi yapısını şekillendiren önemli bir gelişme olmuştur.

  • Katolik kilisesinin güçlenmesi ve skolâstik düşüncenin ortaya çıkması, Orta Çağ boyunca Avrupa'da dini ve eğitimsel alandaki gelişmeleri etkilemiştir. Skolâstik düşünce, dini inançlarla felsefi ve bilimsel anlayışın birleşimi olarak öne çıkmıştır.

Balamir’in önderliğindeki Kuzey Hunları, Avrupa'da ilk Türk Devleti olan Avrupa Hun Devleti'ni kurarak, hem Türk tarihinde hem de Avrupa tarihinde önemli bir iz bırakmışlardır.

  1. AVRUPA HUN DEVLETİ (375 – 469)

Balamir tarafından Macaristan'da kurulmuştur. Avrupa’da kurulan ilk Türk devleti olma özelliğine sahiptir.

• Balamir'den sonra devletin başına Uldız geçmiştir. Uldız döneminde, Türkler ilk kez Anadolu'ya ayak basmışlardır, bu da Türklerin Anadolu ile tanışmasının başlangıcını oluşturur.

En ünlü hükümdarı Attila’dır. Attila, kardeşi Bleda ile birlikte bir süre ülkeyi yönetmiş, ancak ardından tek başına yönetime hakim olmuştur. Attila dönemi, Avrupa Hun Devleti'nin en parlak dönemini oluşturur.

• Attila döneminde Doğu Roma ve Batı Roma'ya büyük seferler düzenlenmiştir. Bu seferler, Roma İmparatorluklarının Asya Hunlarına karşı üstünlük sağlamaya çalıştığı zor bir dönemde gerçekleşmiştir.

  • Doğu Roma ile Margus ve Anatolia (Anatolios) anlaşmaları yapılmış, Doğu Roma vergilendirilmiştir.

  • Batı Roma'ya yönelik Galya ve Roma seferleri yapılmış ve Batı Roma da Attila'nın etkisi altında vergi ödemeye başlamıştır. Ancak Roma seferlerinin sonlandırılmasında Sasani tehlikesi, Papa I. Leo’nun ricaları, ve Avrupa'da yayılan salgın hastalıklar etkili olmuştur.

• Attila, Got-Longobard efsanelerinde, Fransa menkıbelerinde ve Germen destanı olan Nibelungen Destanı’nda Etzel adıyla anlatılmaktadır. Bu, Attila'nın batıdaki halklar ve destanlar üzerindeki kültürel etkisinin bir yansımasıdır.

Macarlar, ilk liderleri Árpád'ın kökenini Attila ile ilişkilendirerek, soylarının Hunlara dayandığını iddia ederler. Bu, Attila'nın Avrupa'daki etkilerinin sadece askeri değil, kültürel ve soyla ilgili de sürdüğünü gösterir.

• Ancak, göçlerle desteklenmeyen Avrupa Hunları, zamanla asimile olmuşlardır. Bu, Avrupa'da kurdukları devletin sürekliliğini sağlamakta zorlanmalarına neden olmuştur.

Attila’nın ölümünden sonra, tahta geçme mücadeleleri ve Bizans'ın saldırıları sonucunda Avrupa Hun Devleti zayıflamış ve kısa süre sonra yıkılmıştır. Bu da devletin sürdürülebilirliğini etkileyen önemli bir faktör olmuştur.

  1. I. GÖKTÜRK DEVLETİ (552-659)

Kurucusu Bumin Kağan'dır. Devlet, Ötüken merkezli olarak kurulmuştur. Bu, Göktürklerin Asya'nın merkezinde güçlü bir devlet kurma arzusunu simgeler.

• Göktürkler, Avar İmparatorluğu'nu yıkarak bu topraklar üzerinde egemenlik kurmuşlardır. Avarlar, bu yenilginin ardından Avrupa'ya göç etmiş ve Avrupa Avar Devleti'ni kurmuşlardır.

Türk adını kullanan ilk devlet olma özelliğine sahip olan Göktürkler, bu durumla birlikte milliyetçilik anlayışlarının temellerini atmışlardır. Türk kimliği etrafında bir devletleşme sürecine girmişlerdir.

• Göktürkler, Çin’i vergiye bağlamış ve İpek Yolu hâkimiyetini sağlamışlardır. Bu, onların Orta Asya’daki ekonomik gücünü pekiştiren önemli bir adımdır.

• Devlet, İkili Teşkilat Sistemi ile yönetilmiştir. Bu sistemde, doğuda Bumin Kağan yönetimi, batıda ise İstemi Yabgu yönetimi söz konusudur. Bu, her iki bölgenin ayrı ayrı yönetilmesini sağlayan bir teşkilat modelidir.

• İpek Yolu hâkimiyeti için önce Akhunlara karşı Sasaniler ile, daha sonra ise Sasanilere karşı Bizans ile ittifaklar kurmuşlardır. Bu stratejik ittifaklar, Göktürklerin bölgesel gücünü artırmalarına yardımcı olmuştur. Göktürkler, Bizans’a (yani İstanbul’a) elçi gönderen ilk Türk devleti olarak tarih yazmışlardır.

• Göktürklerin en parlak dönemi Mukan Kağan zamanında yaşanmıştır. Mukan Kağan, devletin sınırlarını genişletmiş ve güçlü bir devlet yapısı kurmuştur.

• Çin, Böl-Parçala-Yönet taktiğini uygulamaya koymuş ve bu yöntem, Göktürklerin bölünmesine yol açmıştır. Sonuç olarak, Göktürkler Çin’in hâkimiyeti altına girmiştir. Bu da Göktürk Devleti'nin zayıflamasına ve sonrasında yıkılmasına neden olmuştur.

Tabii, sıraları değiştirerek ve metni daha derli toplu hâle getirerek düzenledim:

5. II. GÖKTÜRK DEVLETİ (KUTLUK DEVLETİ - 682-745)

Bağımsızlık düşüncesiyle kurulan ilk Türk devleti olan II. Göktürk Devleti, Kutluk Kağan tarafından Ötüken merkezli olarak teşkilatlandırılmıştır.

• Kutluk Kağan, dağınık Türk boylarını toplayarak birleştirdiği için İlteriş Kağan olarak anılmıştır. Bu birleştirme süreci, Türklerin siyasi birlik sağlama yolundaki en önemli adımlarından biridir. Ardından Kapgan Kağan devleti yönetmeye başlamıştır ve "Otuz Boyun Kağanı" olarak tanınmıştır.

• Kutluk Kağan’dan sonra, ülkenin yönetimi doğuda Bilge Kağan, batıda ise Kültigin tarafından yürütülmüştür. Tonyukuk, tarihteki ilk vezir olarak atanmış ve bu durum, Göktürkler için önemli bir idari adım olmuştur.

Bilge Kağan, Çin ile Şantan Savaşı'nı yapmış, Çin'e karşı önemli zaferler elde etmiştir. Bu zaferler, Göktürk Devleti'nin bağımsızlık mücadelesinin simgesidir.

Göktürk alfabesi, Türkler için bir ilk olup, Türk milletinin kültürel mirası arasında önemli bir yere sahiptir. Yolluğ Tigin, Bilge Kağan (735), Kültigin (732), ve Tonyukuk (725) adına Orhun Abideleri’ni dikmiştir. Bu abidelerde bir yüz Türkçe, diğer yüz ise Çince olarak yazılmıştır.

Uygurlar, Karluklar ve Basmillerin işbirliğiyle Göktürk Devleti'nin yıkılmasına sebep olmuş ve devlet tarihten silinmiştir.

Göktürklerin Genel Özellikleri

Türk adını siyasi bir ad olarak kullanan ilk devlet Göktürkler'dir, bu durum onların milliyetçi bir yapıya sahip olduklarını gösterir.

• Göktürkler, Türk millet bilincini geliştiren ilk Türk devleti olup, bu bilinci siyasette ve toplumda büyük ölçüde yaymışlardır.

Göktürk alfabesi, Türkler için önemli bir ilk milli alfabe olup, Türk tarihinde yazılı kültürün başlangıcını simgeler.

Orhun Yazıtları, Türk tarihinin ilk yazılı kaynağı olup, Göktürkler’in siyasi ve kültürel mirasının dayanaklarını sunar.

Ergenekon ve Bozkurt destanları, Göktürklerin sözlü edebiyat geleneği içinde önemli yer tutar ve bu destanlar Türk kültürünü yansıtır.

Bağımsızlık mücadelesi veren, Türk adını siyasi bir ad olarak kullanarak kurulan Göktürkler, milliyetçilik anlayışları ile tarihe yön vermişlerdir.

Parayı değişim aracı olarak kullanan ilk Türk devleti Göktürkler’dir ve bu, Türklerin ekonomik alandaki yenilikçi yaklaşımlarını gösterir.

Orta Asya’da en geniş sınırlara ulaşan Türk devleti olarak, Göktürkler hem toprak hem de kültürel anlamda en güçlü dönemi yaşamışlardır.

  1. Uygurlar (745-840)

Kutluk Bilge Kül Kağan tarafından Ötüken merkezli olarak kurulan bu devlet, başkentini Karabalgasun (Ordubalık)’a taşıyarak başkent değiştiren ilk Türk devleti olmuştur. Bu, Uygurlar’ın yönetsel esnekliklerinin bir göstergesidir.

Moyen-Çur dönemi, Uygurlar’ın tarihindeki en parlak dönem olarak kaydedilmiştir. Bu dönemde kültürel ve sanatsal gelişmeler yaşanmış, devletin güçlü yapısı pekiştirilmiştir.

Bögü Kağan zamanında, Maniheizm dini devletin resmi dini olarak kabul edilmiştir. Böylece, din değiştiren ilk Türk devleti olarak Uygurlar tarihe geçmiştir. Budizm ve Maniheizm gibi Çin etkisiyle alınan bu dinler, Uygurlar’ın sosyal yapısını derinden etkilemiştir.

• Mani dininin etkisiyle, hükümdarlarına Ay Tengri unvanı verilmiş, bu dini etkiyle resim sanatı gelişmiş ve Uygurlar, sanat alanında yeni bir ivme kazanmıştır.

• Uygurlar, yerleşik hayata geçiş yapan ilk Türk devleti olarak dikkat çekerler. Tarım faaliyetlerine yoğunlaşmış ve yerleşik yaşam sürecine geçişte önemli adımlar atmışlardır. Bu süreçte, Uygurlar toplumsal yapıyı temelden değiştirerek tarım ekonomisine dayalı bir yaşam biçimine adım atmışlardır.

Türk tarihinin ilk şehirleri, Beşbalık, Ordubalık ve Turfan gibi yerleşim merkezleri Uygurlar tarafından kurulmuştur. Bu şehirler, sadece ekonomik açıdan değil, kültürel ve ticari açıdan da oldukça önemli merkezler haline gelmiştir.

Uygur Alfabesi, 18 harften oluşmuş ve Soğd alfabesi etkisi taşımaktadır. Bu alfabe, kültürel mirası ve dil birliğini korumanın yanı sıra, yazılı kültürün gelişmesinde de önemli bir rol oynamıştır.

• Uygurlar, kâğıt ve matbaayı kullanarak kitaplar basmışlar ve kütüphaneler oluşturmuşlardır. Bu gelişmeler, bilimsel ve kültürel alanda ilerlemelerine katkı sağlamıştır.

Orta oyunu gibi tiyatro geleneklerini sahneleyerek, Türk tiyatrosunun temellerini atmışlardır. Bu, onların kültürel yapılarının zenginliğini ve sanata verdikleri önemi göstermektedir.

Maniheizm terimlerini Türkçeye çevirerek, ulusçu bir kimlik inşa eden Uygurlar, aynı zamanda töreyi yazılı hale getiren ilk Türk devleti olarak tarihe geçmiştir. Bu sayede, gelişmiş ticari hayatları ve yazılı hukuk kuralları ortaya çıkmıştır.

• Uygurlar, Sekiz Yükmek, Altun Yaruk, ve Çaştani Bey gibi önemli eserler bırakmış, bu eserlerde Budizm öğretilerini anlatmışlardır. Karabalgasun, Sine-Uşi ve Moyen-Çur yazıtları da Uygurlar’ın kültürel mirasları arasında yer alır.

Göç ve Türeyiş Destanları, Uygurlar’ın sözlü edebiyatını yansıtırken, kubbeli anıt mezarlar ve mimarideki ilk örnekleri de onların sanata olan ilgisini göstermektedir. Ayrıca, fresk, vitray, çini, tezhip, minyatür, ve ciltçilik sanatları kitaplarda ve yapılarında kullanılarak zengin bir kültürel miras bırakılmıştır.

Kırgızlar, Uygurlar’ın sonunu getirmiştir. Ancak Uygurlar, Sarı ve Turfan Uygurları olarak ikiye ayrılmış, Turfan Uygurları Moğollar’ın kültürel yapısını etkilemiştir. Bu bölünme, Uygurlar’ın kültürel mirasının farklı coğrafyalarda varlık göstermeye devam etmesine olanak sağlamıştır.

Yerleşik Yaşamın Kanıtları:

  • Tohum ve tohumluk ambarları yerleşik yaşamın izlerini gösterir.

  • Sulama kanalları ile tarımda yapılan yenilikler dikkat çeker.

  • Tapınaklar, yerleşik yaşamın dini boyutunu yansıtır.

  • Orak ve saban gibi tarımsal araçlar, tarımın önemini vurgular.

  • Saray yapıları, devletin yönetsel gücünü ve halkla olan ilişkisini simgeler.

  • Vergi alımı yoluyla devletin ekonomik yapısı hakkında bilgi verir.

  • Sanat dalları: Fresk, vitray, çini gibi sanatlarla halkın estetik değerleri de şekillenmiştir.

Not: Buğday tanesi, buğday ambarı ve değirmenler yerleşik hayatı kanıtlamaz, çünkü bu unsurlar birçok eski toplumda görülmüştür.

Metninizi değiştirdim, sıralamaları ve yapıyı güncelledim, ayrıca birkaç ekleme yaptım:

Avarlar

Avrupa ve Asya'da devlet kurmuşlardır. Avrupa'da, Bayan Han önderliğinde devletlerini kurmuşlardır.

İstanbul'u kuşatan ilk Türk devleti olarak bilinirler. (İstanbul'a, Sasanilerle birlikte 619 ve 626 yıllarında saldırmışlardır.)

Slavların, devlet kuran bir topluluk haline gelmesinde etkili olmuşlardır.

Hristiyanlığı kabul eden ilk Türk topluluğu olarak tarihe geçmişlerdir.

Franklar, Avarlar'ın Avrupa'daki siyasi varlığını sona erdirmiştir.

Karluklar

İslamiyeti kabul eden ilk Türk topluluğu olarak bilinirler.

Talas Savaşı'nda Abbasiler'in yanında yer alarak savaşın kazanılmasına katkı sağlamışlardır.

Karahans Devleti'nin kurucuları olan Karluklar, ilk Müslüman Türk devletinin temellerini atmışlardır.

Cengiz Han'a itaat eden ilk Müslüman Türk boyu olarak tarihe geçmiştir.

Kırgızlar

Uygurları yıkarak yeni bir devlet kurmuşlardır.

Orta Asya'da egemenlik kuran son Türk boyu olarak kabul edilirler.

Yenisey Yazıtları ve Manas Destanı, Kırgızlara ait önemli kültürel miraslardandır. Manas Destanı, dünyadaki en uzun destanlardan biridir ve 2000 yılında Birleşmiş Milletler tarafından tüm dillere çevrilmiştir.

Moğol hâkimiyetini kabul eden ilk Türk boyu olarak tanınmışlardır.

• Bugün Kırgızistan olarak bilinen ülkede varlıklarını sürdürmüşlerdir. 1991 yılında bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Başkentleri Bişkek'tir.

Hazarlar

Hazar Denizi'ne adını veren Türk boyudur. Hazarlar, Orta Asya'dan gelen göçler sonucu, Hazar Denizi çevresinde güçlü bir devlet kurmuşlar ve bu bölgeyi uzun süre hakimiyetleri altında tutmuşlardır.

Paralı ordu kuran ilk Türk devleti olarak bilinirler. Hazarlar, askeri gücünü büyük ölçüde paralı askerler üzerinden sağlamış ve bu strateji sayesinde bölgedeki en güçlü askeri yapıya sahip olmuşlardır.

Museviliği benimseyen tek Türk boyu olarak tarih sahnesinde yer alırlar. Hazarların yönetici sınıfı, Musevi dinini kabul etmiş ve bu inancı devlete hakim kılmıştır. Bu durum, Hazarlara özgü bir dini yapı ve kültürün ortaya çıkmasına yol açmıştır.

İslamiyet'in Kafkaslara yayılmasını engellemişlerdir. İslam ordularının bölgedeki yayılmasını durdurmak adına güçlü bir direnç göstermişler ve 7. yüzyıldan itibaren bölgedeki Müslüman fetih hareketlerine karşı savunma yapmışlardır.

Müslümanların başında “Hazz” adı verilen yöneticiler bulunurdu. Hazarlar, İslam dünyasıyla da etkileşimde bulunmuş, ancak kendi dini yapılarının korunmasına özen göstermişlerdir.

• Hazarlar, Orta Asya'nın batısında ve Doğu Avrupa'da etkili olmuş, İpek Yolu'nu kontrol eden bir devlet olarak ticaret ve kültür açısından önemli bir rol oynamışlardır.

Hazarlar'ın düşüşü, Selçuklular'ın bölgeye müdahalesi ve Rusların gücünü artırması ile başlamıştır. Hazarlar, zamanla bu güçlerle başa çıkamayarak zayıflamış ve 10. yüzyılın ortalarında tamamen tarih sahnesinden silinmişlerdir.

Peçenekler

Siyasi birlik sağlayıp devlet olamamışlardır. Peçenekler, büyük bir askeri güç oluşturmalarına rağmen, uzun süreli bir siyasi birlik kuramamışlar ve sürekli olarak çeşitli bölgelere göç etmişlerdir.

Ruslarla yüz yıldan fazla mücadele edip güneye inmelerini engellemişlerdir. Peçenekler, Ruslarla verdikleri uzun mücadeleler sonucunda, Rusların güneye inmesine karşı koymuşlar ve bu sayede Karadeniz’in kuzeyindeki bölgelere yerleşmelerini engellemişlerdir. Bu mücadele, Peçeneklerin askeri becerilerini ve direncini gösteren önemli bir tarihi dönüm noktasıdır.

• Peçenekler, Orta Asya’dan Batı’ya doğru göç eden ilk Türk boylarından biri olarak bilinir ve Güney Rusya'da büyük bir etkiye sahip olmuşlardır.

Bizans İmparatorluğu ile sık sık ilişkiler kurmuşlar ve bazen müttefik, bazen de düşman olarak Bizans'a karşı savaşmışlardır.

Peçenekler, İstanbul'a saldıran ilk Türk boylarından biri olup, 11. yüzyılda Bizans’a karşı önemli bir tehdit oluşturmuşlardır. Peçenekler'in Bizans'la olan ilişkileri, hem kültürel hem de askeri açıdan etkili olmuştur.

• Peçenekler, Osmanlı İmparatorluğu'na kadar Türklerin Batı'ya göç etme sürecinde önemli bir geçiş halkası olmuş ve Batı Türkistan'dan gelen Türk boylarının Anadolu'ya yerleşmesinde rol oynamışlardır.

Bizans ordusunda paralı askerlik yapmışlardır. Peçenekler, Bizans İmparatorluğu’na karşı verdikleri mücadelelerle tanınırken, aynı zamanda Bizans ordusunda paralı asker olarak da görev almışlardır. Bu durum, Peçeneklerin savaşçılık yeteneklerini ve stratejik önemlerini gösterir. Bizans, Peçenekleri paralı asker olarak kullanarak, kendi ordusunu güçlendirmiş ve onları batı yönündeki savaşlarında önemli bir güç olarak kullanmıştır.

Malazgirt Savaşı'nda Bizans tarafından Selçuklu saflarına geçerek Selçukluların savaşı kazanmasında önemli rol oynamışlardır. 1071’deki Malazgirt Savaşı'nda Peçenekler, Bizans İmparatoru IV. Romanos Diogenes'in ordusunda paralı asker olarak yer alırken, savaşın kritik anında Selçukluların yanında savaşa katıldılar. Bu, Peçeneklerin Bizans'a karşı olan düşmanlıklarının bir göstergesi olarak, Selçukluların zafer kazanmasında belirleyici bir faktör olmuştur. Bu durum, Peçeneklerin sadece bölgesel bir tehdit değil, aynı zamanda savaşın seyrini değiştiren stratejik oyuncular olduklarını da ortaya koyar.

Oğuzlar

Türklerin en kalabalık ve en saygın koludur. Oğuzlar, tarih boyunca Türk toplumunun temel yapı taşlarından biri olmuştur. Büyük bir nüfusa sahip olan Oğuzlar, Orta Asya'dan Anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyada etkili olmuşlardır.

Müslüman olanlara Türkmen, olmayanlara Uz adı verilmiştir. Oğuzların, İslamiyet’i kabul eden kısımları, "Türkmen" olarak adlandırılmış, İslam'ı kabul etmeyenler ise "Uz" olarak bilinmiştir. Bu iki grup arasında dini farklardan kaynaklanan toplumsal farklılıklar oluşmuştur.

Uz’lar Bizans ordusunda paralı askerlik yapmıştır. Uz’lar, Bizans İmparatorluğu’nda paralı asker olarak görev almış ve bu dönemde savaşçı kimliklerini pekiştirmişlerdir.

Kınık Boyu Selçukluları, Kayı Boyu Osmanlı Devleti'ni kurdu. Oğuzların en ünlü boyları arasında yer alan Kınık ve Kayı boyları, Türk tarihinde önemli devletlerin kuruluşuna öncülük etmiştir. Kınık Boyu’nun torunları Selçuklu Devleti'ni, Kayı Boyu’nun torunları ise Osmanlı Devleti'ni kurmuştur.

Günümüzdeki Gagavuzlar, Romanya’nın Dobruca bölgesine yerleşmiş olan Oğuzların torunlarıdır. Gagavuzlar, Oğuzların bir kolu olup, günümüzde Romanya’nın güneydoğusunda ve Moldova’da yaşamaktadırlar. Bu halk, Oğuz kültürünün izlerini taşımaktadır.

Sabirler (Sibirliler)

Don-Volga nehirleri arasında yerleşmişlerdir. Sabirler, Orta Asya'nın kuzeyinden gelerek, özellikle Don ve Volga nehirleri arasındaki bölgelere yerleşmişlerdir.

Sibirya bölgesine adını veren Türk boyudur. Sabirler, Sibirya bölgesinin adını alan ilk Türk topluluğudur.

Sasanilerle birleşerek Bizans ile savaşmışlardır. Sabirler, Sasaniler ile ittifak kurarak Bizans İmparatorluğu’na karşı mücadele etmişlerdir.

Anadolu’ya akınlar yapan ikinci Türk devletidir. Sabirler, Orta Asya'dan çıkarak Anadolu'ya akınlar yapmış ve burada Türklerin ilk askeri harekâtlarını başlatan topluluklardan biri olmuştur.

Kıpçaklar (Kumanlar)

Karadeniz’in kuzeyine yerleşmişlerdir. Kıpçaklar, Karadeniz’in kuzey bölgesine yerleşmiş, burada güçlü bir devlet kurmuşlardır.

Altın Orda Devleti’nin Türkleşmesinde rol oynamışlardır. Kıpçaklar, Altın Orda Devleti'nin kuruluşunda ve Türkleşmesinde önemli bir rol üstlenmişlerdir.

Ruslarla mücadeleleri, Rus İgor Destanı’na konu olmuştur. Kıpçaklar, Ruslarla uzun süre süren mücadelelere girmiş ve bu mücadelenin anlatıldığı İgor Destanı'nda yer almışlardır.

Oğuzlarla olan mücadeleleri, Dede Korkut hikâyelerinin doğmasına neden olmuştur. Kıpçaklar, Oğuzlarla olan çatışmalarının ardından, Dede Korkut hikâyelerinin en önemli figürlerinden biri olmuştur.

Eyyubi ve Memlük ordularında görev yapmışlardır. Kıpçaklar, Eyyubi ve Memlük devletlerinde paralı asker olarak görev almış ve bu devletlere katkı sağlamışlardır.

Codex Cumanicus adlı sözlükleri vardır. Kıpçaklar, kendi dillerini derleyerek, Codex Cumanicus adlı bir sözlük oluşturmuşlardır. Bu eser, Kıpçak dilini anlamak ve öğretmek amacıyla hazırlanmıştır.

Macarlar

İlk yurtları olan İtil bölgesinden Macaristan’a gelip yerleşmişlerdir. Macarlar, ilk olarak İtil (Volga) bölgesinde yaşamış, daha sonra Orta Avrupa’ya göç ederek Macaristan’a yerleşmişlerdir.

Hıristiyanlığı benimseyip zamanla asimile olmuşlardır. Macarlar, Hıristiyanlık dinini kabul etmiş ve zamanla Türk kültüründen uzaklaşarak Hıristiyan bir toplum haline gelmişlerdir.

Türk kültürü, tarihi ve dili üzerine ilk araştırmaları başlatıp dünyadaki ilk Türkoloji Enstitüsü’nü 1870’de Budapeşte’de açmışlardır. Macarlar, Türk kültürünü araştırmaya erken başlamış ve Budapeşte’de ilk Türkoloji Enstitüsü’nü kurarak Türk dili ve kültürü üzerine çalışmalar yapmışlardır.

Bulgarlar

Oğuz Türkleri ile Hun kavimlerinin kaynaşması sonucu ortaya çıkmışlardır. Bulgarlar, Oğuz Türkleri ve Hun kavimlerinin birleşiminden doğmuş, bu birleşimden ötürü kültürel ve askeri anlamda güçlü bir toplum yapısı oluşturmuşlardır.

Kübrat yönetiminde Büyük Bulgar Devleti kurulmuştur. Bulgarlar, Büyük Bulgar Devleti’ni Kubrat adlı liderlerinin önderliğinde kurmuşlardır.

Hazarlar siyasi varlıklarına son vermiştir. Bulgarlar, Hazarlara karşı mücadele ederek, Hazarların siyasi varlığını sona erdirmiştir.

İdil (İtil-Volga) ve Tuna Bulgarları olarak ikiye ayrılmıştır. Hazarların yıkılmasından sonra Bulgarlar, iki ayrı devlete bölünmüş; İdil Bulgarları ve Tuna Bulgarları olarak farklı coğrafyalarda varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Boris Han yönetiminde Bizans ile mücadele etmişlerdir. Tuna Bulgarları, Bizans’a karşı başarılı bir şekilde direniş göstermiş ve Boris Han’ın önderliğinde Bizans’ı zayıflatmıştır.

Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul edip, Han yerine Çar unvanını kullanmaya başlamışlardır. Tuna Bulgarları, Hıristiyanlık dinini kabul ederek kültürel dönüşüme gitmişlerdir. Aynı zamanda hükümet yapılarını da değiştirerek "Han" yerine Çar unvanını kullanmaya başlamışlardır.

İdil Bulgarları İslamiyeti benimsemişlerdir. İdil Bulgarları, Orta Asya’daki İslamiyet’in etkisiyle İslam dinini kabul etmiş ve İslam dünyasıyla entegrasyon sağlamışlardır.

Önemli Not: Avrupa’da kurulan ilk Müslüman Türk devleti = İdil Bulgarları, Asya’da kurulan ilk Müslüman Türk devleti = Karahanlılar.

Akhunlar (Eftalitler)

Hindistan’ın kuzey bölgelerine yerleşmişlerdir. Akhunlar, Hindistan’ın kuzeyine yerleşerek burada önemli bir kültürel ve askeri güç oluşturmuşlardır.

Göktürkler ve Sasanilerle mücadele sonucunda yıkılmışlardır. Akhunlar, Göktürkler ve Sasaniler ile girdikleri çatışmalarda zayıflayarak sonunda yok olmuşlardır.

Türkişler

Göktürklerin Çin egemenliğine girmesi ile bağımsız olmuşlardır. Göktürklerin Çin etkisine girmesinin ardından Türkişler, Orta Asya'da bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir.

Sulu Kağan zamanında Emevilerle mücadele ederek Orta Asya’da Arap egemenliğine izin vermemişlerdir. Sulu Kağan, Emevi Devleti’nin Orta Asya'ya nüfuz etmesine karşı çıkmış ve bölgenin Arap hâkimiyetine geçmesini engellemiştir.

Kurucusu Baga Tarkan, kendi adına para bastıran ilk Türk hükümdarıdır. Baga Tarkan, kendi adına para bastıran ilk Türk hükümdarı olup, bu durum onun egemenliğini simgelemiştir. (Yarmak)

Budizm’i benimseyip yerleşik yaşama geçmişlerdir. Türkişler, yerleşik hayata geçiş yaparak Budizm dinini kabul etmiş ve tarıma dayalı bir yaşam tarzını benimsemişlerdir.

Kimekler (Yemekler)

Devlet kuramamışlardır. Kimekler, Türk tarihi boyunca herhangi bir bağımsız devlet kuramamışlardır.

Kıpçakların hâkimiyetine girmişlerdir. Kimekler, bir süre sonra Kıpçakların egemenliğine girerek onların yönetiminde yaşamaya başlamışlardır.

Ülke on bir il’e ayrılmış, her il’in başına "Tutug" adı verilen yönetici atanmıştır. Kimekler, siyasi olarak on bir ayrı bölgeye ayrılmış ve her birinin başına Tutug adı verilen yöneticiler atanmıştır. Bu yönetim sistemi, bölgesel otoritenin sağlanmasında önemli bir rol oynamıştır.

Başkurtlar (Başkurtlar)

Günümüzde Rusya Federasyonu’na bağlı olarak varlıklarını sürdürmektedirler. Başkurtlar, günümüz Rusya’sında Başkurtistan adıyla tanınan bölgeye yerleşmişlerdir. Bugün Rusya Federasyonu’na bağlı olarak varlıklarını sürdürmektedirler ve kendi kültürlerini yaşatmaya devam etmektedirler.


Devlet / Topluluk

Özet

İskitler

MÖ 8. yüzyıldan itibaren Orta Asya ve Kuzeydoğu Avrupa'da yaşamışlardır. Savaşçı bir halk olarak tanınırlar. İskitler, özellikle okçuluk ve atlı savaşçılarıyla ünlüdür.

Avrupa Hunları

4. yüzyılda Orta Avrupa'da büyük bir imparatorluk kurmuşlardır. Attila önderliğinde Batı Roma İmparatorluğu’na büyük baskı yapmışlardır.

Asya Hunları

MÖ 3. yüzyılda Orta Asya’da kurulmuş, Çin’e karşı büyük zaferler kazanmışlardır. Büyük Hun İmparatorluğu'nun temellerini atmışlardır.

1. Göktürkler (682-745)

İlk Türk devleti, bağımsızlık mücadelesi ile kurulmuş. Orta Asya'da en geniş sınırlara ulaşmış. Göktürk alfabesini oluşturmuş ve Orhun Yazıtları ile yazılı kaynak bırakmıştır. İlk milli alfabe ve yazılı kaynakları oluşturmuşlardır.

2. Göktürkler (2. Devlet)

Bağımsızlık mücadelesiyle kurulan, Kutluk Kağan tarafından kurulan devlet. İlk Türk devleti olup, Çin’e karşı bağımsızlık mücadelesi yapmış, Orhun Abideleri dikilmiştir.

Uygurlar (745-840)

İlk yerleşik yaşama geçen Türk devleti. Maniheizm ve Budizm kabul etmişlerdir. Kâğıt ve matbaayı kullanmışlar, Türk tiyatrosunun temellerini atmışlardır. Orta oyunu ve yazılı eserler bırakmışlardır.

Avarlar

Asya ve Avrupa’da devlet kurmuşlardır. Bizans’ı kuşatarak ilk Türk devleti olarak tanınmışlardır. Hristiyanlık kabul eden ilk Türk topluluğudur.

Karluklar

İslamiyet’i kabul eden ilk Türk topluluğu. Talas Savaşı'nda Abbasiler yanında yer alarak önemli bir zafer kazanmışlardır. İlk Müslüman Türk devleti olan Karahanlılar’ın kurucusudur.

Kırgızlar

Uygurları yıkarak devlet kurmuşlar, Orta Asya'da son Türk boyu olarak egemenlik kurmuşlardır. Manas Destanı en uzun destandır ve BM tarafından tüm dillere çevrilmiştir.

Peçenekler

Siyasi birlik kuramayan bu topluluk, Ruslarla uzun süre mücadele etmiş ve güneye inmelerini engellemiştir. Malazgirt Savaşı'nda Selçuklulara destek olmuşlardır.

Oğuzlar

Türklerin en büyük koludur, Kınık Boyu Selçukluları, Kayı Boyu Osmanlı'yı kurmuştur. Günümüzdeki Gagavuzlar, Romanya'da yaşayan Oğuzların torunlarıdır.

Sabirler

Don-Volga arasında yerleşmişlerdir ve Sibirya'nın adını almışlardır. Anadolu’ya ikinci akınları gerçekleştiren Türk devletidir.

Kıpçaklar

Karadeniz’in kuzeyine yerleşmiş, Altın Orda’nın Türkleşmesinde rol oynamışlardır. Eyyubi ve Memlük ordularında görev almışlardır. Codex Cumanicus adlı sözlükleri vardır.

Macarlar

İtil bölgesinden Macaristan’a göç etmiş, Hristiyanlığı kabul ederek asimile olmuşlardır. Türkoloji üzerine ilk araştırmaları yapmışlar ve Budapeşte’de ilk Türkoloji Enstitüsünü kurmuşlardır.

Bulgarlar

Oğuz Türkleri ve Hun kavimlerinin kaynaşmasıyla kurulmuşlar, Hazarlar tarafından zayıflatılmışlardır. Tuna Bulgarları Hristiyanlık kabul etmiş, İdil Bulgarları ise İslamiyet’i benimsemiştir.

Akhunlar

Hindistan’ın kuzeyine yerleşmiş, Göktürkler ve Sasanilerle mücadele etmiştir. Sonunda bu iki devletin etkisiyle yıkılmışlardır.

Türkişler

Göktürklerin Çin egemenliğine girmesiyle bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Sulu Kağan zamanında Arap egemenliğine karşı mücadele etmişlerdir. Budizm’i benimsemişlerdir.

Kimekler

Devlet kuramamışlar, Kıpçakların hâkimiyetine girmişlerdir. Ülke 11 il’e ayrılmış ve her il’e "Tutug" adı verilen yönetici atanmıştır.

Başkurtlar

Günümüzde Rusya'ya bağlı olarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Kendi kültürlerini yaşatarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.


Sizce bu konudan kaç soru çıkacak?

  • 1

  • 2

  • 3

  • 4



İlgili Yazılar

Hepsini Gör
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ - 3

DEVLET (İL – EL) YÖNETİMİ (BOYLAR FEDERASYONU) a) HÜKÜMDAR Ünvanlar: Kağan, Hakan, Han, Yabgu, Tanhu, İdikut, İlteber, Şanyu. Görevleri:...

 
 
 
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ - 1

Türk Adının Anlamı Türk Adı ve Anlamları:  Türk adı tarih boyunca birçok anlam taşımıştır. "Güç, kuvvet, olgunluk çağı, türeyen, miğfer...

 
 
 

Comments


bottom of page